30 Temmuz 2010 Cuma
BÜYÜMEK...
büyümek için çabaladığımda her şeyin daha farklı olacağını sanırdım. hayal ettiklerim çok daha güzel şeylerdi. Büyüklerin bana göre derdi çok azdı, onların çalışması gereken sınavları yoktu, erken yatmak zorunda değillerdi, oyun oynarken mızıkçılık yapan arkadasları yoktu ve en önemlisi onlar güçlüydü... Ben öyle zannederdim. En güçlü olduğum yılların, henüz hayallerimin tozpembe olduğu zamanlar olduğunu büyürken anladım... Her doğum günümde mumları üflerken bir dilek tutup, birkaç hayalimi geride bırakırdım. Bunları hep zamanla anladım. Meğer ne kadar da mutluymuşum yerden yüksek oynarken ve saklanbaçta her yakalandığımda müsadeleyim diyip ebe olmaktan sıyrılırken... En büyük üzüntülerim ders notlarım olduğu zamanlar, ya da dizimdeki ufak morarıklar... ah ah çok mu çabuk büyüdük? hevesim kursağımda kaldı derler ya, benim öyle oldu. Bunlar için mi acele etmişiz? masumluğu bırakıp sahte duygulara bürünmek için mi? güvenimizi yitirmek için mi? herkese bol keseden dağıttığımız sevgiyi, iğneyle kuyu kazarak bulmak için mi? bütün bunlar içinmiydi büyümek isteyişimiz, yalnızlaşmak için mi? Şimdi bir çocğun gözünden görmek vardı şu dünyayı... bütün kirlerden arınmış, uçsuz bucaksız mutluluklar olan, pamuk şeker tadında bir dünya. Bir çocuğa sorsan dünyayı seviyor musun diye, sana evet der. Neden diye sorarsan da ; örümcek adam da dünya da yaşıyor batman de diyebilir. :)
22 Temmuz 2010 Perşembe
21 Temmuz 2010 Çarşamba
-döne döne uçmak-
en çok yapmayı istediğim şey şu ara yamaç paraşütü. kendimi 1000lerce metre yükseklerden aşağıya atmak, rüzgarın bedenime sert vuruşunu hissetmek, bir darbe de ondan almak ama bu sefer rahatlayarak... tüm şehrin ayaklarımın altında olması, benim en büyük binalardan, dağlardan, tepelerden yüksekte olmam hissi, işte buna ihtiyacım var. uçmak istiyorum, döne döne aşağıya doğru süzülmek, ölüm kaygısı olmadan ama yinede ürpererek... düşüncesi bile mükemmel. bu yamaç paraşütünün en iyi yapıldığı yer fethiye olabilir, gördüğüm kadarıyla hem çok yüksekten atlıyorlar hemde ölü denize doğru süzülüyorlar... Bakın yaşamak için güzel bir sebep daha :) hayal ederek okuyun....
bir tatlı huzur...
En alımlı kadın İstanbul.. Tüm evrendeki en çekici varlık, o kadar özenilerek yaratılmış ki onu görüp cazibesine kapılmayan yoktur.. güzelliği dillere destandır. Eskisi kadar masum değil sadece artık, o da yaşlandı, yıprandı, katılaştı... Betondan binalar diktik kalbinin tam üzerine, tüm yeşil umutlarını kestik, ve ona yaptığımız her kötülüğü, ondan bildik... ağlattık onu, gözleri kırıştı, artık yazları eskisi kadar sıcak değil, eskisi gibi güneş açmıyor İstanbulda, ve artık eskisi gibi bir tatlı huzur kalmadı kalamışta...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)