30 Temmuz 2010 Cuma

BÜYÜMEK...

büyümek için çabaladığımda her şeyin daha farklı olacağını sanırdım. hayal ettiklerim çok daha güzel şeylerdi. Büyüklerin bana göre derdi çok azdı, onların çalışması gereken sınavları yoktu, erken yatmak zorunda değillerdi, oyun oynarken mızıkçılık yapan arkadasları yoktu ve en önemlisi onlar güçlüydü... Ben öyle zannederdim. En güçlü olduğum yılların, henüz hayallerimin tozpembe olduğu zamanlar olduğunu büyürken anladım... Her doğum günümde mumları üflerken bir dilek tutup, birkaç hayalimi geride bırakırdım. Bunları hep zamanla anladım. Meğer ne kadar da mutluymuşum yerden yüksek oynarken ve saklanbaçta her yakalandığımda müsadeleyim diyip ebe olmaktan sıyrılırken... En büyük üzüntülerim ders notlarım olduğu zamanlar, ya da dizimdeki ufak morarıklar... ah ah çok mu çabuk büyüdük? hevesim kursağımda kaldı derler ya, benim öyle oldu. Bunlar için mi acele etmişiz? masumluğu bırakıp sahte duygulara bürünmek için mi? güvenimizi yitirmek için mi? herkese bol keseden dağıttığımız sevgiyi, iğneyle kuyu kazarak bulmak için mi? bütün bunlar içinmiydi büyümek isteyişimiz, yalnızlaşmak için mi? Şimdi bir çocğun gözünden görmek vardı şu dünyayı... bütün kirlerden arınmış, uçsuz bucaksız mutluluklar olan, pamuk şeker tadında bir dünya. Bir çocuğa sorsan dünyayı seviyor musun diye, sana evet der. Neden diye sorarsan da ; örümcek adam da dünya da yaşıyor batman de diyebilir. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder