28 Eylül 2010 Salı

-öpücük-

çok uzak diyarların, toz pembe bulutların, kalpten evlerin olduğu bir ülkenin prensesiydim. mirkelamdan " hey aşk nerdesin" adlı şarkıyı dinleyip dinleyip aşkı arardım. derken bir gün beyaz atıyla bir prens çıkıverdi karşıma, haşin bakışları vardı, kadir inanır gibi çattı kaşlarını ve bana " senii seviyorum uleenn, evinin kadını çocuklarının anasıı olacaksınnn" dedi. ahhh dedim ne mesudum aradığım prensimi buldum, ne de romantik tıpkı hayallerimde ki gibi... gözbebeklerimin şekli kalp kalp olmuş kirpiklerimi hızlı hızlı acılıp kapanmaya başlamıştı. kalbim tıpkı bugs bunny nin ki gibi öylee çıkıverdi yerinden.. elimden tuttu beni beyaz atına bindirdi, güneş batıyordu bana doğru yaklaştı... beni öptü... o da ne, prens beni öptü ben kurbağaya döndüm aman allahım kara bahtım kör talihim derken prensten de bir darbe yedim " naaman allahım sen ne iğrenç bişey noldun böylee, defolll" tanrım olamaz, hani o büyük aşk? hani iyi günde kötü günde diye verilen vaatler... hepsi güzel bir prenseskenmiydi. şimdi uzun bir dilim pörtlek gözlerim ve kocaman bir göbeğim var ve durmadan vrak vrak diye çıkardığım seslerim. prensesi kim sevmez? kurbağayı seven birini bulabilir miyim? :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder